Ceza Türk Marşı english translation
Ceza Türk Marşı song lyrics
Ceza Türk Marşı translation
Ya bir öne gel ya bir geri git ya da bana bırak hadi bu nasıl bir beat
Either come forward or go back or let it go
Bir gün kralsın, bir gün varsın, bir gün yoksun, bazen tok
One day your king, you have one day, one day you do not,
Bu nasıl bir gün, bu yeni bir gün ve de bana neşe verebilecek bir gün
This is a day, this is a new day and a day that can give me joy
Her gün tekrar doğdum, bazen soğudum, kaçtım kendimden
I am born again every day, sometimes I am cold,
Birden fazla yorucu olur, dertler artar sorunu bulun
It becomes tiresome more and more trouble finds trouble
Kimler çözmüş ki bu sorunu, bizler bulsak da bu soruyu
Who has figured out that this question, even if we find this question
Göremiyoruz, çözemiyoruz, bir ileri iki geri yürüyoruz hep
We do not see, we can not, we walk back and forth
Kimler gelmiş geçmiş sırlar var hep hiç çözülemeyen
There are secrets that have always been unresolved
Dünden kalmış ne var acaba, çok tebrikler bulup alana
What's left of the day, huh?
Tam bir yap boz hayat acımaz, yoktur diyen bunu nasıl göremez
A perfect puzzle life is not painful, no way how can you not see it
Tabi göremez, bakamadı hiç, kafasını çevirip o yere gömer hep
Of course he can not, he can not look at it, turn his head and shine it all the time
Birden fazla bundan varsa artık yandık hep
If you have more than one of these, you are always burned
İnsanlar insanlıktan çıkmış bazen gördüm gerçekten
People have come out from mankind sometimes
Sen yok zannetsen de gerçek böyle her yerde
The fact that you do not exist is true everywhere
Haykırsan, inletsen de asla duymaz hiç kimse
If you shout, nobody will ever hear
Hep anlatsan, zannetmem ben duysun kimse bir yerde
I always thought, I guess nobody in a place
Peri beni nerelere götürüyor, veremedim ara bile
Where does the fairy take me?
Bana bunu getiriyor, geri geri gidiyorum arada bir sıkılınca
I bring it to me, I go back again
Adım atamadım, ara tara hadi beni gelip al
I could not call my name, call me, come pick me up
Dere tepe koşuyorum ara sıra sıkılıp, elime de bir kalem alıp aşıyorum tepe dere
I run to the top of the creek I get bored occasionally, I take a pencil in the elite and cross the hill creek
Deli gibi yürüyorum gece gece, kapa çene hadi bunu hece hece edip gelip al
I walk like crazy night at night, shut up Come on syllabic
Neyi bilemedik acaba ve neyi göremedik, adım atamadık, elimize de ne geçmiş
What we do not know is what we can not see, what we can not,
Nerelere gelemedik acaba ve nereleri göremedik ve yanına varamadık hiç
Where we can not come and where we can not see
Biri bana desin hadi bunun sonu nerelere varır
Somebody tell me where the end is
Neyin sonu bunu bana soruyosun, ama derin düşünenin külü kalır geri meri, geri kalan erir
You ask me what is the end of it, but the mind of the deep thinks it remains as the back meri, the rest melts
Değirmeni çevirmeli mi, hadi bunu bir de başa alıp okuyalım ya da bunu başa koyup okutalım bu ne fayda
Do we have to turn the miller, so let's take it and read it, or let's read it and read it.
Hele bir de yolu kesenlere bir yol açın, atı bile yarım adım ileride yürüyor
Halleluch a way to the road cutters, even the horse is half a step ahead
Kutu gibi dolu kafa beni deli ediyor ve sonu bile bile geri adım atamadığımız uçuruma gidiyorsak
The box-like head is driving me crazy and if we're going to the cliff we can not even step back
Aman uzak olun geri durun yasak olan şeyler çok olur.
There are a lot of things that are forbidden.